Et benleri estetik rahatsızlık dışında genellikle herhangi bir semptoma neden olmayan, deriden kabarık yapıda ve bazen saplı olabilen, kanserleşme özelliği göstermeyen iyi huylu cilt büyümeleridir. Vücudun herhangi bir yerinde gözlenebilse de özellikle boyun, koltuk altı bölgesi, kasıklar gibi kıvrım yerlerinde ve göz kapaklarında daha sık ortaya çıkar. Yaşla birlikte sayıları giderek çoğalabilen et benleri kilolu kişilerde, hamile kadınlarda ve insülin direnci yüksek kişilerde daha sık görülebilmektedir.
Yeni ortaya çıkan et benlerini diğer ben çeşitlerinden ayırt etmek bazen zor olabilir. Genellikle deri ile aynı renktedir ancak bazen koyu kahverengi renklerde de olabilir. Zaman içerisinde saplı bir yapıya doğru ilerlerler. Büyük et benlerinde beyin kıvrımlarına benzer şekilde girintili-çıkıntılı bir yüzey olabilir. Çoğu zaman dermatolojik muayene sırasında klinik olarak tanı konulur. Ancak bazen yüzey değişikliği gösteren (travmaya sekonder), kanamalı, kabuklu, etrafı kızarık renkteki et benlerinin tanısında biyopsi gerekebilir. Bir benin boyutu, şekli ve renginde zamanla değişiklikler meydana gelebilmektedir. Eğer bir ben büyüyorsa, şekli değişiyorsa veya renkleniyorsa, bu durumda uzman bir hekime danışılmalıdır.
Kesin nedeni bilinmemekle birlikte, et beni, cilt kendi kendine sürtündüğünde gelişebildiği için özellikle yoğun cilt kıvrımlarına ve sarkmaya neden olan hamilelik ve aşırı kilo durumlarında ortaya çıkarlar. Dolayısı ile et benleri aslında derinin üst katmanında hücrelerin ekstra büyümesi ile oluşmaktadır. Genetik faktörler, güneşe maruz kalma ve hormon değişiklikleri gibi çeşitli etkenlerde et benini meydana getiren nedenler arasında yer almaktadır. Bazı insanlar doğuştan et benlerine sahip olabilirken, diğerleri ilerleyen yaşlarda veya yaşam boyunca yeni et benleri geliştirebilir. Genetik olarak ailesinde çok fazla et beni olan kişilerde erken yaşlarda ortaya çıkmaya başlayabilir. Herhangi bir sağlık sorunu olmayan kişilerde bile yaş ilerledikçe sayıları çoğalabilir ve boyutları büyüyebilir. Ancak kilolu kişilerde, hamilelik dönemlerinde, insülin direncinin yüksek olduğu durumlarda (Tip 2 diyabet hastalığı, yumurtalık kisti vs. gibi) çok daha fazla sayıda ve daha hızlı bir şekilde ortaya çıkarlar.
Et beni oluşumunda genetik yatkınlık oldukça önemlidir. Ailesindeki bireylerde et beni sayısı ne kadar fazla ise kişide de et beni gelişme ihtimali o kadar yüksektir. Bu gibi riskli kişilerde 20’li yaşlardan itibaren et benleri görülmeye başlanabilir. Yıllar içerisinde sürekli yeni et benleri çıkmaya devam eder ve boyutları da giderek büyür. Güneş ışığına maruz kalma, özellikle çocukluk ve ergenlik dönemlerinde, nevüslerin ortaya çıkmasında etkili olabilir. Aşırı güneşe maruz kalmak, ultraviyole (UV) ışınlarının ciltteki melanositlerin büyümesini ve pigment üretimini uyarabileceği için nevüslerin oluşumuna katkıda bulunabilir. Aynı zamanda beslenme alışkanlığına bağlı olarak kilo alan kişilerde vücut yağ oranı artışına paralel olarak et beni gelişme riski yükselir. Hatta obezitesi olan bireylerde daha sık gözlenen, akantozis nigrikans olarak adlandırılan tablonun varlığında vücudun kıvrım yerlerinde renk koyulaşması, derideki çizgilerin belirginleşmesi ve çok sayıda et beninin varlığı oldukça sık rastlanan bir durumdur. Bazı hormonal hastalıklara bağlı metabolizmanın yavaşlaması ve insülin direncinin yükselmesi de kolay kilo alımına sebep olabilir ve bu nedenle et beni oluşumu kolaylaşabilir. Anormal kolesterol düzeyleri ve kardiyovasküler hastalıklar da et beni gelişimiyle ilişkili hastalıklar arasında sayılabilir.
Et benleri anatomik yerleşimine göre kişinin günlük ve sosyal yaşantısını rahatsız edebilir. Bu nedenle kişinin isteğine bağlı olarak tedavi etmek gerekebilir. Herhangi bir ilaç ile tedavisi mümkün değildir.Elektrokoter, kriyoterapi, cerrahi eksizyon, lazer yöntemleri ve plazma enerjisi ile çalışan cihazlar kullanılarak et benleri deriden alınabilir. Bazı yöntemlerde anestezi dahi gerekmez iken bazı yöntemlerde ise lokal anestezi ile et benlerinin uyuşturulması yeterlidir.Et benlerinin tekrarlaması durumunda ise yine aynı yöntemlerle yeni çıkan et benleri de tedavi edilebilir. Et benlerine ip veya saç bağlanması, incir sütü gibi yakıcı özelliği olan sıvıların sürülmesi halk arasında uygulanabilen yöntemler olsa da gelişebilecek enfeksiyon riskinden ötürü önerilmemektedir.